
bazıları yaşattıklarını sandıklarıyla övünür, bazıları ise gerçek yaşattıklarını tekrarlamakla, daha fazla ne yaşatabilirim de tarihin altın sayfalarına kazınırım diye uğraşırır durur...
bundan yıllar önce kimine göre ezeli, kimine göre ebedi, kimimize göre de ... olan türkiye süper liginin '' güzide ekibi '' fenerbahçe avrupa kupalarında fransız bordeaux ile eşleşmiş, kadere bakın ki, o eşleşmeden çıkan sonuçla o günün bebekleri, çocukları bugün övünür olmuş... aslına bakarsanız, o günün çocukları dolayısıyla bugünün büyük adamlarının bu gelişmelerden hiç suçları yok, kader onlara arada geçen uzun yıllarda benzer hiçbir başarı yaşamayı layık görmemiş... tesadüfe bak bu meşhur bordeaux günün birinde galatasarayımızın rakibi olmuş ve ilk maçta avantajlı bir skorla dönmüş aslanlar delmasın çimlerinden, eğer bordeaux'u ikinci maç sonrası elemiş olursak, herşeyi bir kenara bırakıp, bu eşleşmenin normal bir uefa kupası mücadelesi olmasından çıkarıp '' güzide ekibin '' yaptığı gibi yıllar sonra hatırlanıcak bir efsane mi yapmamız gerekiyor ?
eğer biz bu eşleşmede olduğu gibi benzer her durumu destan olarak niteleseydik bu destanları gören birkaç kuşak olurdu, bazıları gibi bebeklik ve büyük adamlık arasında geçen bir ömür değil...
bu durumlardan dolayıdır ki bu kader kimlere neleri yaşatacağını çok iyi biliyor, kimileri '' gerçek destanı '' destan gibi yaşar, kimileride o destanı the marmaranın camından izler birde bunu tesadüf diye adlandırır ama bilindiği üzere güneş balçıkla sıvanmaz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder